Aşkın renk, dil, din, millet, cinsiyet tanımadığının sinemada kendine yer bulmuş belki de milyonuncu örneği Loving. Ama milyonda bire imza atarak sahneyi mesaj kaygılarından daha çok sevginin en sade, en olağan dışavurumuna bırakıyor. Mildred ile Richard Loving çiftinin devlet ve toplum düzenine karşı onyıllar sürmüş hukuk mücadelesinin satır aralarını izliyoruz filmde. Amerikan yasaları üzerlerine vazifeymiş gibi beyaz adamla siyahi kadının evliliğini ayıplamakla kalmamış, çiftin yatak odalarına müdahil olma dangalaklığına (affedersiniz) kadar vardırmış işi 60'lı yıllarda. Bunları da içeriyor film elbette. Fakat mahkeme salonlarında yatıp kalkan, ırkçı saldırılara ağız dolusu küfürler savurmamız için pusuda bekleyen bir anlatı değil buradaki. Bunların ötesinde, meyveler vermiş sıradan bir evliliğin gündelik işleyişi ön planda daha çok. Yönetmen Jeff Nichols önemsiz şeylerin, tali duyguların, küçük mutluluk ve mutsuzlukların doğal tematiğine çevirmiş kamerasını. Böylece çok daha güzel bir seyirlik çıkmış ortaya. Bir tarafta çocukları ve karısı için endişelenen, onları her türlü kirli bakıştan muhafaza etmeye çalışan, bundan mütevellit içe kapanan bir adam (Joel Edgerton); diğer tarafta da yanlış bir şey yapmadıklarının farkında olan ve göz önünde olmaktan çekinmeyen cesur bir kadın (Ruth Negga) var. Hır gür içinde günah çıkaran şiddet dolu mizansenlere hiç gerek yok, onların arasındaki samimi denge yetiyor seyirciye. Zaten çektikleri sıkıntıları sebat ve aşkla nasıl bertaraf edebildiklerini anlamak isteyenler için çiftin yemek sofrasında bile her an evimiz basılabilir diye diken üstünde otururken, birbirlerine gülümsemekten vazgeçmemeleri kafi kanımca. Akademi'nin geçen yılki #OscarsSoWhite çığırtkanlığından sonra zemin o denli müsaitken bu yıl Fences ve Hidden Figures gibi siyahi menşeli vasataltı işleri aday edip Loving'i görmezden gelmesine şaşırmamalı. Zira onlar gözyaşları eşliğinde haykırılan didaktik monologları ve köpürtülmüş dramatik sahnelerin vuruculuğunu tercih ederler daha çok. Loving'in gürültüden uzakta usul usul yakılmış ağıdını anlamlandırabileceklerini sanmıyorum. Neyse. Ruth Negga'nın çemberin içinde kendine yer bulabilmesine sevinelim biz en azından. (B+)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder