Meryl Streep benim için birçok akrabamdan daha değerli. Ama bu tabii ki yaptığı her rolü kucaklayacağım anlamına gelmiyor.
Doubt (2008) ve The Iron Lady (2011)’den beri kendisini eli yüzü düzgün bir
projede göremedik maalesef. Her sezon en az üç filmle karşımızda ama. Mütemadiyen
de Oscar seremonisinde, kırmızı halılarda, orda burada; sürekli göz önünde.
Önüne gelen bütün senaryolara oluru basıyor, ya da dost gönlü olsun diye mi kabul ediyor anlayamıyorum.
Akademi de kaşını kaldırsa aday yapıyor. Hayır yani yeni yetme bir aktris de
değil ki, “bakın şunu da yapabiliyorum, işte gördünüz böyle performansların da
altından kalkabiliyorum” gösterisi peşinde. Şimdi de kafası karışık bir Rock’n
Roll yıldızı olarak sahne alıyor dev oyuncu. Evet, fena bir performans da
sergilemiyor. Ama gerekli mi? – kesinlikle hayır. Biz artık onu ayakları
yere sağlam basan, iyi yazılmış bir rolle, prestijli bir filmde arz-ı endam ederken seyretmek
istiyoruz. Jonathan Demme’nin yönettiği Ricki and the Flash’ın müziklerinden ve
Meryl Streep’in kızı Mamie Gummer’ın kalburüstü oyunculuğundan başka bir artısı
yok ne yazık ki. Yamalı senaryosuyla, ortalama bir Amerikan dramedisi olmaktan
da öteye gidemiyor.
İzle, müzikleriyle keyiflen ve geç! (B-)
İzle, müzikleriyle keyiflen ve geç! (B-)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder