Türk Sinemasına katkılarından ötürü usta rejisör Metin
Erksan’ın aziz ruhuna en mukaddes duaları bağışlamak gerek. Kendisi bundan tam
yarım yüzyıl önce aşkın en saf hali üzerine modern bir şiir yazmış. Bu
muhteşemlik film değil kesinlikle, olamaz... Okuyucusuna damardan bahşedilen
lirik bir şiir bu. Hemen ilk sahnesinde kanınıza karışıp, etkisi altına alıyor.
Koltuğunuzdan kalkıyorsunuz, 1965 sonbaharının İstanbul ve Büyükada sokaklarına
çıkıyorsunuz. Faytonlar, vapurlar, gözleri sürmeli alımlı kadınlar… yoldaşınız
oluveriyor. Kafanızı nereye çevirseniz aşk, ve alabildiğine hüzün. Dibine kadar
da melankoli… Eski İstanbul ne hoşmuş, insanları nasıl saygılı ve kibarmış,
hayran kalmamak elde değil…